En Sıcak Konular

Mehmet Altan
Star

Mehmet Altan
0 0 0000

Gündem ne zaman kaydı?



Kararlı ve huzurlu bir şekilde uyandım. Çünkü... Yazacağım konu belliydi. ABD’nin ‘en şahin’ siyasetçisi konumundaki Başkan Yardımcısı Cheney’in pazar günü başlayan Ortadoğu turnesini yakından izliyordum...

Türkiye’ye beş saatlik dünkü ziyareti de çok yakın gelecek açısından, en azından benim gündemimin ilk sırasındaydı...

Üstelik ABD’deki silah ve petrol lobisinin giderayak İran’a bir tane ‘patlatmak’ arzusunda olduğu biliniyordu.

Cheney’in gezisi, böyle bir arzunun önündeki en büyük engel sayılan Amiral William Fallon’un, yani Ortadoğu’dan Afganistan’a tüm bölgeyi kapsayan askeri komuta merkezi ‘Merkez Komutanlığı’nın başındaki askerin, istifasının tam ertesine rastladığı için daha da ilginçleşmişti...

Ankara’dan muhtemel talepleri ile Ankara’nın bu taleplere yanıtları ıskalanmayacak önemdeydi.

* * *

Kararlılığıma rağmen, Güneydoğu’daki...

Özellikle Van’daki Nevruz gösterileri konusundaki ‘önlenebilir’ gerginlik de dikkatimi çeldi.

Sanki birileri...

Ya da karşılıklı ‘dayanışma içinde’ olan garip bir koalisyon...

Mevcut gerginlikler yetmiyormuş gibi ülkeyi bir de Güneydoğu’dan çekiştirmek istiyor gibiydi.

Yönetimin de sakinleştirici bir rol oynamak yerine sertliği tercih etmesi de anlaşılır gibi değildi.

Bunları düşündüm ama Cheney konusundan vazgeçmemiştim...

* * *
Milliyet Gazetesi’nde Devrim Sevilay’ın Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’la yaptığı röportajı okumasam belki de konudan gene de sapmayacaktım.

Röportajın ilgimi çeken bölümü aynen şöyleydi:

‘-Ya peki bu kadar eleştiri... Artık liberaller dahi eleştiriyor, ki AKP üzerinde epey bir emekleri var. Buna rağmen AKP’nin bir durup da ‘Ya neden bu kadar eleştiriyorlar’ dediği bir nokta gerçekten hiç yok mu?

Olabilir herhalde. Olmuştur da... En azından ben yapıyorum. Mesela ben türban konusunda MHP’yle 10. ve 42. maddeleri kapsayan mini bir Anayasa değişikliği yapılmasını o tarihte gereksiz buldum, hala da eleştiriyorum.

-Siz ne önermiştiniz?

-Özgürlükçü bir iktidar olarak, o sorunu başka kurumsal düzenlemelerle belki daha uzun vadede, ama daha ikna edici yöntemlerle aşabilirdik, diye düşünüyorum.

Zaten gündem kayması da bence o tarihte başladı.

-Türban için mini Anayasa paketi hazırlanmasına karşıydınız, peki şimdi parti kapatmaya yönelik Anayasa değişikliği hazırlıklarını nasıl buluyorsunuz?

-Bunu da doğru bulmuyorum. Çünkü sanki ‘açılmış olan bir davanın rotasını değiştirmek’ anlamını çıkaracak bir Anayasa değişikliği doğru değil.

-AKP’yi kapatma davasıyla Ergenekon arasında nasıl bir bağ kuruyorsunuz?

-Ben bir bağ kurmuyorum, sadece Ergenekon’u ikinci plana itecek olan her türlü tartışmayı sakınılması gereken tartışmalar olarak görüyorum. Türbanla ilgili anayasa değişiklikleri gündeme geldiğinde de bu kaygımı kendi partimde ifade ettim. ‘Hiçbir yeni tartışma yaratmayalım. Türban veya başka birtakım gerginliklere yol açılmasın. Çünkü şu anda gerçek bir hukuk devleti olmakla ilgili önemli bir eşikten geçiyoruz, bu soruşturmayı gölgede bırakacak her türlü tartışmadan sakınmamız gerekir’ dedim. Hala da öyle düşünüyorum.’

* * *

Taraf Gazetesi’nde de Neşe Düzel Prof. Dr. Levent Köker’e soruyordu:

‘-Niye AKP, demokratik adımlarına, parti kapatmalarını da zorlaştıracak sivil anayasa girişimiyle değil de türbanla başladı?

-Bu çok büyük yanlıştı. Biz sivil anayasa taslağını Eylülde bitirdik. AKP bu tarihten itibaren bizim hazırladığımız taslak üzerinde çalışıp kendi anayasa taslağını kamuoyuna açıklayacaktı. Ve Türkiye toplumu sivil anayasa tartışacaktı. Sonunda anayasa değişikliği önerisi bütünsel bir biçimde parlamentoya gelecekti.

Özgürlük rejimi ve demokrasi Türkiye’de bir bütün olarak nasıl inşa edilir bunu konuşacaktık. Kim ne kadar demokrasi ve özgürlük istiyor, kim istemiyor ortaya çıkacaktı. AKP aslında demokratikleşme yönünde yüzde 75’lere varan bir toplum desteğini devşirebilecekti ama olmadı.

-Niye özgürlük talebi türbana sıkıştı?

Bu, Başbakan tarafından İspanya’da edilmiş basit bir lafın sonucu mudur yoksa bir program mıdır? Kestiremiyorum...

Ama bütünsel bir anayasa girişimi başlasaydı kapatma davaları olmazdı.’ 

* * * 

Kendini AK Parti’li hükümet üyesinden daha fazla AK Parti’li hissederek ‘zamanlama ve üslup hatasını’ alkışlayıp buralara gelmemize neden olanların kimisi, hala bu konudaki ısrarını sürdürüyor.

Bir önceki yanlışın tespiti, bir sonraki adım için önemlidir.

O nedenle yukarıdaki tespitler kayda geçsin istedim.

Ama ne oldu?

Türkiye’nin türbanla kayan gündemi gibi benim gündemim de kaydı.

Cheney’in Ankara ziyaretinin analizi yerine bu yazıyı yazdım...

Bir hata yapıldı mı her şey kayıyor işte.


Bu yazı 1,330 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Ekim 2008 Oku bakayım...
    • 16 Ağustos 2008 Beş yıl önce neredeydiniz?
    • 14 Ağustos 2008 Ahmedinejad’la...
    • 12 Ağustos 2008 Saakaşvili Tolstoy okudu mu?
    • 31 Temmuz 2008 ‘Kapatma ama hırpala..’
    • 14 Temmuz 2008 MİT’in Ergenekon listesi...
    • 12 Temmuz 2008 İran savaşı yaklaşıyor mu?
    • 10 Temmuz 2008 Ölümün askerleri
    • 8 Temmuz 2008 Öksüz Çocuk Eldiveni...
    • 5 Temmuz 2008 Dağbaşı
    • 28 Haziran 2008 Bir Türk neye bedel?
    • 26 Haziran 2008 Türkiye-Almanya
    • 21 Haziran 2008 ‘Kamuoyunu TSK çizgisine getirmek’...
    • 13 Haziran 2008 Gerçekten cevap bu mu?
    • 11 Haziran 2008 Askeri sopa ile özen...
    • 2 Haziran 2008 Elitist mi, kitlesel mi?
    • 1 Haziran 2008 Sizi muhatabınız belirler...
    • 28 Mayıs 2008 Sivas’ın doğusu...
    • 25 Mayıs 2008 Danıştay ne karar verecek?
    • 24 Mayıs 2008 Birinci Cumhuriyet’in sonu mu?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,752 µs