En Sıcak Konular

Gülay Göktürk
Bugün

Gülay Göktürk
0 0 0000

Bırakın toplum denetlesin



Türban yasağının anayasa yoluyla ortadan kaldırılması gündeme geldiğinden beri en sık ortaya atılan itirazlardan biri, "ya birileri de bikiniyle ya da burkayla okula gelmeye kalkarsa" gibi saçma sapan bir tez...

Bu tip sözde argümanların önünü kesmek için olacak, Anayasa hukukçularının da kıyafet serbestisinin sınırlarını çizen formülasyonlar üzerinde çalıştığını biliyoruz. Bu konuda en son duyduğumuz formülasyon, ilgili maddeye "örf ve adetlere aykırı olmamak kaydıyla" gibi bir ifadenin eklenmesi fikri.

Şu anda ne kadar kabul gören bir fikirdir; sadece bazı hukukçuların düşüncesi midir; yoksa Hükümet tarafından da paylaşılmakta mıdır, bilmiyorum. Ama bildiğim, bunun son derece kötü bir fikir olduğu...

Herhangi bir özgürlüğü örf ve adetlere bağlamak pamuk ipliğine bağlamak gibi bir şey; çünkü örf ve adetler sınırlaması nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan son derece muğlak bir sınırlama. Böyle bir ifadeyi koydunuz diyelim; Türkiye'de yaşayan insanların hepsinin örf ve adetleri aynı mı? Herkesin "örf ve adetlere aykırılık" tan aynı şeyi anladığı tek tip bir toplumsal yapı mı var Türkiye'de? Kimin örfünü ve adetini esas alacaksınız? Yarın öbürgün birileri dizin on santim üstünden daha kısa etek giymenin örf ve adetlerimize uygun olmadığına "hükmedip" daha kısa etekli kızları üniversite kapısından geri çevirmeye kalkarsa ne olacak? Peki o zaman nasıl bir formülasyon öneriyorsun; nasıl bir cümle konsun ki, bikiniyle ya da burkayla üniversiteye gelmeye kalkan olmasın, diyorsanız; cevabım hiçbir sınırlayıcı cümleye gerek olmadığıdır. Evet, "kıyafet seçimi özgürdür" deyin ve bitirin. Bırakın, gerisini toplum halletsin. Nasıl halletsin? Yadırgayarak, ayıplayarak, dışlayarak, hatta hatta manyak yerine koyarak halletsin.

Şöyle düşünün; Türkiye'de, insanlar sinemaya ya da tiyatroya bikiniyle gidemez, diye bir yasa maddesi yok; ama hiç kimse gitmiyor. Çünkü deli yerine konmak istemiyor. Mesela, Amerikan üniversitelerinde hiçbir kıyafet kısıtlaması olmamasına rağmen, daha herhangi bir öğrencinin bikiniyle okula geldiği görülmüş olay değil. Evet, bizde olmayan bir tarzda, çoğunlukla şort ve ayaklarına da parmak arası tokyo giyiyorlar kampus içinde. Ama bu da, rahat giyime çok düşkün olan Amerikan toplumu için son derece normal bir kılık.

Toplumla uyum içinde yaşamak bütün insanlarda zaten varolan doğal bir eğilimdir. Bu eğilim toplumun bütün fertleri üzerinde kendiliğinden bir kontrol kurar. İnsanlar içinde yaşadıkları toplum tarafından benimsenmek, onaylanmak, sevilmek ve sayılmak isterler. Davranışlarını da ellerinden geldiği kadar bu yönde ayarlarlar.

Dolayısıyla, üniversitelerde kıyafet özgürlüğünün sınırsız bir biçimde düzenlenmesinden korkmaya hiç gerek yok. Uygar toplumlar özgürlükleri yasalarla sınırlamak yerine, toplumun kendi kendini denetimine güvenirler. Arada bir birileri olmayacak kılıklarla boy gösterse de kıyamet kopmaz. Üniversite de yıkılmaz.

Ayıpladığınızı belli edersiniz, tecrit edersiniz. Ya da sadece, "delidir, ne yapsa yeridir" der gülümser geçersiniz.


Bu yazı 1,379 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Ekim 2008 Krizler ve sebep sonuç ilişkileri
    • 12 Temmuz 2008 Ergenekon Davasını bekleyen tehlikeler
    • 12 Haziran 2008 Cumhuriyet Çalışma Grubu
    • 28 Mayıs 2008 “Yalnız ve güzel ülkem”
    • 25 Mayıs 2008 Tam Gün Yasası 2
    • 21 Mayıs 2008 Tam Gün Yasası
    • 18 Mayıs 2008 Hukuk dersi
    • 14 Mayıs 2008 Kraliçe bilecek mi?
    • 9 Mayıs 2008 Patinaj ve bıkkınlık
    • 7 Mayıs 2008 "Dini ticarete alet etmek"
    • 30 Nisan 2008 Taksim neyin sembolüdür?
    • 25 Nisan 2008 “CHP'yi kurtarmak”
    • 23 Nisan 2008 Doğurun, ama bize güvenerek doğurmayın
    • 20 Nisan 2008 Hizmet yarışı olarak siyaset
    • 16 Nisan 2008 Vazoda büyüyenler
    • 9 Nisan 2008 “Kökü dışarda”
    • 30 Mart 2008 "Eğer kapatma davası açılırsa..."
    • 28 Mart 2008 Reform kuşa dönmesin
    • 26 Mart 2008 Meşru müdafaa
    • 19 Mart 2008 Asıl ihtimal Anayasa Mahkemesi’nin reddetmesidir

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,524 µs