En Sıcak Konular

Mehmet Altan
Star

Mehmet Altan
0 0 0000

Başbakanlık, Kültür, Adalet



İçimizi dağlayan cenazeler. Ölümlere neden olan polis hoyratlığına karşı tamim. Bir yıl içinde dörtte bir artan ihracat. Güncel haber akışını bırakıyorum. Herkesin sessiz kaldığı.. Ve vadesi daralan taze bir öneriye geri dönüyorum.

Eylül’ün son gününde ‘bu öneriye kim sahip çıkar?’ başlıklı yazıda şöyle diyordum:Magna Carta. Ne demek? Latince ‘Büyük Sözleşme’. Veya Magna Carta Libertatum yani gene Latince ‘Büyük Özgürlükler Sözleşmesi’. Magna Carta çok popüler ve insanlık tarihine mal olmuş bir belge..

Ama gene de büyük bir çoğunluk bunu bir çırpıda ve hapşurur gibi geniş ve etraflıca bir anlatımın konusu yapamıyabilir..

Tecrübülerim bana buna şaşırmamayı öğretti...

***

O halde soralım, nedir bu Magna Carta?

1215 yılında imzalanmış bir İngiliz belgesidir.

Günümüzdeki anayasal düzene ulaşana kadar yaşanılan tarihi sürecin en önemli basamaklarından birisidir.

Aslen, Papa III. Innocent, Kral John ve baronları arasında, kralın yetkileri hususunu karara bağlamak amacıyla imzalanmıştır.

Belge kralın bazı yetkilerinden feragat etmesini, kanunlara uygun davranmasını ve hukukun kralın arzu ve isteklerinden daha üstün olduğunu kabul etmesini zorunlu kılıyordu.

Önemi de buradan gelir...

Magna Carta, kralın sonsuz olan yetkilerini din adamları ve halk adına sınırlamıştır.

Hukuk devreye girmiştir...

Bireyi devlete karşı koruyan modern anayasaların ilk adımı atılmıştır...

İlk bakışta Magna Carta vatandaş özgürlüklerini belirlemekten çok toplum güçleri arasında denge kuran bir başlangıç metni gibi durur ama...

Magna Carta’nın 39. maddesinde yer alan, ‘Özgür hiç kimse kendi benzerleri tarafından ülke kanunlarına göre yasal bir şekilde muhakeme edilip hüküm giymeden tutuklanmayacak veya hapsedilmeyecek veya mal ve mülkünden yoksun bırakılmayacak veya kanun dışı ilan edilmeyecek veya sürgün edilmeyecek veya hangi şekilde olursa olsun zarara uğratılmayacaktır’ hükmü, vatandaşların hakları ve özgürlükleri açısından çok önemli kurallar getirmiş olup, hukukun üstünlüğü ilkesinin birçok ülkede yerleşmesine neden olmuştur.

Kısacası demokratik bir hukuk devletinin kutsal metinlerindendir...

Şu hayati bilgiyi de ekleyelim...

Ansiklopedilere göre, Magna Carta’nın Kral John tarafından imzalanan orjinal metni kaybolmuştur... Ama dört kopya varlığını sürdürmüştür...

İngiliz resmi arşivindeki Kral 3. Henri tarafından 1225 yılında yaptırılan nüshasıdır.

***

Geçenlerde...

Magna Carta’nın bir kopyasının açık artırmada satılacağını öğrendim, peşine düştüm...

‘Büyük Özgürlükler Sözleşmesi’ Magna Carta’nın 13’üncü yüzyıla ait bir kopyası New York’ta açık artırmayla satılacakmış...

Sotheby’s Müzayede Evi’nden yapılan açıklamaya göre, 10 Aralık’ta satılacak Perot Vakfı’na ait 1297 tarihli parşömen kopyanın, 20 milyonla 30 milyon dolar arasında bir fiyata alıcı bulması bekleniyormuş...

Satışa çıkarılan kopya, Washington’daki Ulusal Arşiv’de 20 yıldan fazla süredir sergilenmekteymiş...

Kral John ve baronlar arasında 1215’de İngiltere’de imzalanan Magna Carta, Kralın yetkilerini belirlemek amacıyla hazırlanıyor...

Kralın yetkilerini din adamları ve halk adına sınırlayan anlaşmanın, ‘Özgür hiç kimsenin, ülke kanunlarına göre yasal şekilde yargılanıp hüküm giymeden tutuklanmayacağı, hapsedilmeyeceği, mal ve mülkünden yoksun bırakılmayacağı’ maddesi, hukukun üstünlüğü ilkesinin yerleşmesi yolunda atılan en önemli adım olarak kabul ediliyor, bunları yukarıda da söyledik...

Ama şunları da ilave etmek gerek:

Magna Carta’nın çeşitli uyarlamaları da 1216, 1217, 1225 ve 1264’de Kral John’un oğlu Kral III Henry tarafından kabul edildi.

Sotheby’s tarafından satışa çıkarılan 1297 tarihli kopyanın, Magna Carta’nın Kral I Edward’ın yasal konumunu içeren başka bir uyarlaması olduğu belirtiliyor.

Brudenell ailesi arşivlerinde 1974’de keşfedilen belgenin, 1297 tarihli belgenin günümüze ulaşan 4 kopyasından biri olduğu kaydediliyor.

‘1984’de kopyayı satın alan H. Ross Perot, belgeyi Ulusal Arşiv’e ödünç vermişti. Belge, ilk kez 1985’de sergilenmişti.’

***

Tam da sivil anayasa girişiminin başlangıcında Türkiye’nin bu nüshaya sahip olması şık olmaz mı?

‘Bunu gidip alalım’ önerisiyle acaba kim ilgilenir?

Müzeler mi?

Burjuvazi mi?

Toplum mu?

Devlet mi?

Hükümet mi?

Başbakanlık mı, Kültür Bakanlığı mı, Adalet Bakanlığı mı?

***

Ya da hiç kimse mi?

İçlerinden şöyle diyebilirler: ‘Buraları devlet bilgisi dahilinde cinayetlerin rahatça işlendiği bir diyar, ne Magna Carta’sı, ne Magna Carta Libertatum’u?’’

Fikr-i takip gereği..

Öneriyi yeniden gündeme getiriyor..

Birinin sahip çıkıp çıkmayacağını merakla bekliyorum...



Bu yazı 1,187 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Ekim 2008 Oku bakayım...
    • 16 Ağustos 2008 Beş yıl önce neredeydiniz?
    • 14 Ağustos 2008 Ahmedinejad’la...
    • 12 Ağustos 2008 Saakaşvili Tolstoy okudu mu?
    • 31 Temmuz 2008 ‘Kapatma ama hırpala..’
    • 14 Temmuz 2008 MİT’in Ergenekon listesi...
    • 12 Temmuz 2008 İran savaşı yaklaşıyor mu?
    • 10 Temmuz 2008 Ölümün askerleri
    • 8 Temmuz 2008 Öksüz Çocuk Eldiveni...
    • 5 Temmuz 2008 Dağbaşı
    • 28 Haziran 2008 Bir Türk neye bedel?
    • 26 Haziran 2008 Türkiye-Almanya
    • 21 Haziran 2008 ‘Kamuoyunu TSK çizgisine getirmek’...
    • 13 Haziran 2008 Gerçekten cevap bu mu?
    • 11 Haziran 2008 Askeri sopa ile özen...
    • 2 Haziran 2008 Elitist mi, kitlesel mi?
    • 1 Haziran 2008 Sizi muhatabınız belirler...
    • 28 Mayıs 2008 Sivas’ın doğusu...
    • 25 Mayıs 2008 Danıştay ne karar verecek?
    • 24 Mayıs 2008 Birinci Cumhuriyet’in sonu mu?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,260 µs