Star
Mehmet Altan
0 0 0000
Ya bayram şehitleri...
Yirmi otuz yıl önce. Fransa’da.
Tedavüle yeni sokulmuş lüks belediye otobüslerini. Ya da zamana göre ultra modern telefon kulübelerini. Kesip biçenler, itip kakanlar, parçalayanlar pıtrak gibi çoğalıvermişti.
Bu aniden gündem olan mesele için medya sosyologlara akın etti.
Ne oluyordu?
Onlara göre toplumların yenilikleri hazmetmesi kolayca gerçekleşmiyordu... Bu otobüs ve telefon barbarlığı yenileşmeye tepkiydi.
***
Dün, bayramda 97 kişinin öldüğünü görünce anlattığım hikayeyi anımsadım.
Acaba bizdeki bu katliama nasıl yaklaşılmalıydı?
Otomotiv sanayi ihracatın en temel omurgalarından biri... Araba yabancımız değil.
Ama nasıl oluyor da, kesin kuralları olan bir mekanizma öüm makinasına dönüşüyor?
Sanırım, bu konu sosyolojiden ziyade, üzerinde hiç durmadığımız sosyal-psikoloji konusu.
Yaşamın içinde iyi gitmeyen her şeyin rövanşını araba direksiyonundan mı alıyoruz acaba?
***
Henüz hangi şartlarda, neden ve nasıl pusuya düştüğünü öğrenemediğimiz, neden ve nasıl bu kadar çaresiz kaldıklarını bilemediğimiz on üç askerimize yanarken, 97 insanımızı da trafikte yitirdik...
Galiba, genellikle sağır kaldığımız bu konuya da ‘trafik şehitleri’ duyarlılığıyla eğilmezsek, trafikte heba olmaya devam edeceğiz.
İç parçalayıcı rakamlar baktım.
Tabii her rakamın bir yaşam olduğunu unutmadan.
Her kaza ve ölüm haberinin ardındaki trajedileri görerek.
En fazla can kaybının olduğu trafik kazaları arife günü meydana gelmiş.
Neden acaba?
Arife günündeki kazalarda 38 kişi ölmüş, 102 kişi yaralanmış.
Onca tedbire... Onca uyarıya rağmen.
***
Bayramın birinci günü 17 kişi hayatını kaybetmiş, 133 kişi de yaralanmış...
İkinci gün?
Bayramın ikinci günü trafikte ölenlerin sayısı 15, yaralananların ise 107.
Son gün de bu afet dinmemiş.
Bayramın son gününde de 27 kişi hayatını kaybetmiş, 119 kişi de yaralanmış.
Ne oluyor?
Türkiye bayram kutluyor...
97 ölü, 461 yaralı.
***
‘Trafikte ölüm’ çoktan alıştığımız bir şey.
Öyle ki konu bile olmuyor.
Ülkenin çok kabarık olan ‘Yaşıyabilecekken ölenler’ listesinin diplerdeki yolcuları...
Ya da duyarsızlık şehitleri.
***
Trafik ölümleriyle...
Trafik kazalarıyla...
Trafik kazalarında yaralanarak kırılan yaşamlarla...
Nasıl arsız bir laubalilik içine girdiğimizi en iyi istatistikler göstermekte.
Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre...
Ramazan ve Kurban Bayramı tatillerinde...
2002 sonundan bugüne kadar toplam 689 ölümlü trafik kazası olmuş.
Bilanço?
Bilanço inanılmaz...
Bu kazalarda toplam 941 kişi hayatını kaybederken, bin 628 kişi de yaralanmış.
***
Tabii...
Bir de bayram çetelesi dışındaki kazaları düşünün.
İnsanlarımız ölüp duruyor.
Tam rahmetli Özdemir Asaf’ın şiiri gibi:
‘Ölüm Allah’ın emri
Trafik olmasa ‘
***
Bu diyarlarda ‘insan’ önemli mi, değil mi?
Eğer önemliyse, dağlarda bizi koruyan gencecik çocuklarımızı ‘pusulara’ düşürtmeyelim.
Asfaltlarda da kuralları çok belli olan trafik neredeyse savaşta ölenler kadar can almasın.
Olabilir mi?
Zor.
Neden?
Çünkü asırlardır boş yere ölmeye o kadar alışmışız ki...
Sanki yaşamayı garipsiyoruz.
Bu yazı 1,146 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
3 Ekim 2008
Oku bakayım...
-
16 Ağustos 2008
Beş yıl önce neredeydiniz?
-
14 Ağustos 2008
Ahmedinejad’la...
-
12 Ağustos 2008
Saakaşvili Tolstoy okudu mu?
-
31 Temmuz 2008
‘Kapatma ama hırpala..’
-
14 Temmuz 2008
MİT’in Ergenekon listesi...
-
12 Temmuz 2008
İran savaşı yaklaşıyor mu?
-
10 Temmuz 2008
Ölümün askerleri
-
8 Temmuz 2008
Öksüz Çocuk Eldiveni...
-
5 Temmuz 2008
Dağbaşı
-
28 Haziran 2008
Bir Türk neye bedel?
-
26 Haziran 2008
Türkiye-Almanya
-
21 Haziran 2008
‘Kamuoyunu TSK çizgisine getirmek’...
-
13 Haziran 2008
Gerçekten cevap bu mu?
-
11 Haziran 2008
Askeri sopa ile özen...
-
2 Haziran 2008
Elitist mi, kitlesel mi?
-
1 Haziran 2008
Sizi muhatabınız belirler...
-
28 Mayıs 2008
Sivas’ın doğusu...
-
25 Mayıs 2008
Danıştay ne karar verecek?
-
24 Mayıs 2008
Birinci Cumhuriyet’in sonu mu?
Yorumlar
+ Yorum Ekle