En Sıcak Konular
Star
Mehmet Altan
0 0 0000
Harlem’de baskı var mı?
2001 yılında Bill Clinton bürosunu taşıdıktan sonra..
Hızla değişmekte ama..
Halen yığınlar..
Harlem’i nasıl düşlüyor?...
ABD’nin New York kentinde bir mahalle...
Sadece zencilerin oturduğu... Basketbol sahaları... Duvarlara yazılmış yazıları...
Yol kenarında park etmiş avaz avaza müzik çalan arabalar..
ABD’nin New York kentinde bir mahalle olarak..
Ama hala tümüyle silinmemiş esas ünü nereden geliyor?
Sefaletinden...
İşsizlikten...
Yüksek suç oranlarından...
Buraya girenin başına iş gelme ihtimalinin yüksekliğinden...
Mahalle baskısının suç işlemeye yönelik olarak algılanmasından...
***
Neden böyle ?
Çünkü...
Ekonomik ve sosyal yapının zafiyetinden...
Çünkü..
Mahallenin tavrı ile sosyal yapısı arasında bire bir ilişki var...
Sanki yokmuş gibi tartışmak, yumurtasız omletle aynı şey...
Mahalle baskısı olur mu, olmaz mı?
Parayı...
Pulu...
Ve durumu anlat, olup olmayacağını anla...
***
Türkiye’de mahalle baskısı olur mu, olmaz mı?
Bakalım...
Şu anda Türkiye’de sosyo-ekonomik durum nedir?
Türkiye’de kişi başına gelir ne kadar?
Beş bin dolar civarında...
***
Türkiye’deki kişi başına gelir beş bin dolar demek...
Toplam üretimin eşit paylaşılması halinde her birimizin günlük 17 milyon lira ile geçinmesi demek.
Bundan yüzde otuz civarında kamu harcamalarını da çıkarırsanız, dilimin payı biraz daha azalır...
Ne olur?
On iki milyona düşer...
Türkiye’de mahallelinin geliri eşit bölüştürsek on iki milyon lira...
***
Biliyorsunuz, yeni dönemin hedefi on bin dolar...
On bin dolar demek...
Nüfusu sabit sayarsak, günlük otuz dört milyon lira demek... Tabii gene devlete giden vergileri yok sayarak.
Çok büyük bir başarı sayılacak olan on bin dolar çıtası, hızlı bir kalkınmayı simgelemekte.
Daha öncelerde de belirttiğim gibi...
Ama bu kalkınmanın bir de ‘niteliksel’ yönü var...
Yaşamın parasal çerçevesine kalite katacak olan anlayış bu.
Sana bahşedilmiş olan hayatı daha anlamlandırmak...
Sana bahşedilmiş hayatı bir eziyet olmaktan çıkarmak...
Sana bahşedilmiş hayatı derinlikli bir zevke dönüştürmek...
Eziyet ve çileden uzaklaşıp...
Mutlu bir limana yanaşmak...
***
Bu nasıl gerçekleşir?
Birleşmiş Milletler’in Yaşam Kalitesi Endeksi’nde yükselerek.
Türkiye bu sıralamada 92. sırada... Yunanistan ise 24...
Kişi başına ortalama günlük gelir on iki milyon...
Ciddi bir refah çizgisinden çok uzak...
Bir de gelir dağılımındaki dehşet verici adaletsizliği düşünün...
Demek ki...
Bu günlük gelirin çok altında yaşayan milyonlarımız var...
***
Mahalle baskısı olur mu, olmaz mı?
Günlük gelir ortalaması yükseldikçe olmaz...
Azaldıkça olur...
Baskı istemiyorsak, avara kasnak gevezelikleri bırakıp toplumsal zenginleşme konuşmak gerek.
Zenginleştikçe...
Yaşam kalitesi artıkça...
Kimsenin kimseye baskı yapmak aklına bile gelmez...
İş, eski Harlem olmaktan kurtulmakta...
Bu yazı 1,251 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
3 Ekim 2008
Oku bakayım...
-
16 Ağustos 2008
Beş yıl önce neredeydiniz?
-
14 Ağustos 2008
Ahmedinejad’la...
-
12 Ağustos 2008
Saakaşvili Tolstoy okudu mu?
-
31 Temmuz 2008
‘Kapatma ama hırpala..’
-
14 Temmuz 2008
MİT’in Ergenekon listesi...
-
12 Temmuz 2008
İran savaşı yaklaşıyor mu?
-
10 Temmuz 2008
Ölümün askerleri
-
8 Temmuz 2008
Öksüz Çocuk Eldiveni...
-
5 Temmuz 2008
Dağbaşı
-
28 Haziran 2008
Bir Türk neye bedel?
-
26 Haziran 2008
Türkiye-Almanya
-
21 Haziran 2008
‘Kamuoyunu TSK çizgisine getirmek’...
-
13 Haziran 2008
Gerçekten cevap bu mu?
-
11 Haziran 2008
Askeri sopa ile özen...
-
2 Haziran 2008
Elitist mi, kitlesel mi?
-
1 Haziran 2008
Sizi muhatabınız belirler...
-
28 Mayıs 2008
Sivas’ın doğusu...
-
25 Mayıs 2008
Danıştay ne karar verecek?
-
24 Mayıs 2008
Birinci Cumhuriyet’in sonu mu?
Yazarlar
-
Mühürdar
-
Behiç Karahisarlı
-
Fahri Güven
-
Murat Bardakçı
-
Avni Özgürel
-
Mehmet Şevket Eygi
-
Muharrem Coşkun
Yorumlar
+ Yorum Ekle