En Sıcak Konular

Mehmet Şevket Eygi
Milli Gazete

Mehmet Şevket Eygi
0 0 0000

Siyasetin Bittiği Yerde Savaş veya Darbe Olur



ADNAN Menderes 1959’da erken seçim kararı almış olsaydı...

Yahut bir müddet için aktif siyasetten çekilip “tedavi için” İsviçre’ye gitmiş olsaydı...

Başka bir ihtimal: İsmet İnönü’nün yıkıcı manevralarını tesirsiz bırakmak için işe yarar tedbirler almış olsaydı...

Yukarıda saydıklarım gerçekleşmiş olsaydı yakın tarihimizin senaryosu başka olacaktı.

“Ben kendime sâbık Başvekil (Başbakan)” dedirtmem diye inat etti de iyi mi oldu? Onun için, sabık başbakan olmak asılmaktan yeğ miydi?

Başka örnekler verelim:

Hitler 1939’da Polonya’ya saldırmamış olsaydı, bugün Almanya dünyanın süper gücü olurdu. Çekoslovakya’dan Südetler bölgesini aldın, daha sonra o ülkeyi Avrupa’nın ortasında bir sömürge haline getirdin, bir yerde durmasını bileceksin... Hitler bunu bilemedi ve hem ülkesinin, hem de şahsının felâketine yol açtı.

Napolyon Bonapart Rusya’ya saldırmak cinnetini irtikâb etmemiş olsaydı, hem kendisinin, hem de Fransa’nın çöküşüne yol açmamış olacaktı.

Yahut: İmparatorluğu kaybetti, galipler tarafından Elbe adasına prens yapıldı. Elbe küçük bir yer ama prenslik küçük de olsa prensliktir. Kader böyleymiş demedi, hırslarını gemleyemedi, tekrar Fransa’ya gitti, Paris’e geldi, tahta oturdu. Sonra ne oldu. Waterloo savaşını kaybetti, bu sefer prenslik falan vermediler, Atlantik Okyanusunda kaybolmuş Saint Helene adasına sürdüler, orada perişan şekilde öldü.

Yüksek mevkilere çıkmış kişiler, ne oldum dememeli, ne olacağım demelidir.

Kendilerinde bilgelik olan kişiler, bir yerde durmasını bilirler.

Keşke Sultan Abdülhamid, şu menhus ve menfur 31 Mart Vak’ası olmadan kendi isteği ile tahttan feragat etmiş olsaydı.

Şerif Hüseyin keşke Osmanlı’ya isyan etmemiş olsaydı. Bütün Arapların sultanı olacağım derken her şeyini kaybetti, İngiliz idaresindeki Kıbrıs’ta sürgünde öldü.

Yüksel ki, yerin bu yer değildir...

Eyvallah... Lâkin insan yükseldikçe düşme, parçalanma ihtimali de çoğalır. En iyisi bir yere kadar yükseldikten sonra, daha fazla yükselip yükselmemek konusunda iyi bir hesap yapıp, gerekiyorsa durmak gerekmez mi?

Halk bize iktidar verdi, istediğimizi yaparız... Egemenlik gerçekten ulusun olsa, bu muhakeme doğrudur ama bizde egemenlik ulusun değil. Kimin? Ne bileyim ben, derin derin adamlar, derin derin kurumlar var.

Yirminci asırda hangi medenî ülkede, bizde Adnan Menderes’in ve iki bakanının asılması gibi siyasî cinayetler işlenmiştir?

Adnan Menderes’i sürmüş olsalardı, birkaç yıl sonra muzaffer bir kumandan gibi tekrar dönecekti.

Arjantin diktatörü Peron’u sürdüler, bir müddet gurbette yaşadı ve ülkesine döndü, demokratik seçimlerle cumhurbaşkanı oldu.

Siyaset uzlaşma demektir.

Siyaset bir nevi satranç oyunudur.

Siyaset geleceği görmektir.

Siyaset birkaç senaryo içinden en uygununu seçebilmek demektir.

Siyasetin bittiği yerde savaş başlar.

Siyaset başarılı olmazsa darbe olur, ihtilâl olur, kopukluk olur.

“Halk bizi iktidar yaptı, istediğimizi yaparız...” zihniyeti siyaset değil, anti-siyasettir.

Türkiye siyaseti şeytanlarla, köpekbalıklarıyla, kurtlarla, tilkilerle, yılanlarla doludur. Başarılı siyasetçi bunların hepsini tesirsiz hale getirebilendir.

Rezaletistan

DÜNYADA birtakım ülkeler var ki, genel ve yaygın bozuklukları dolayısıyla onlara Rezaletistan denilebilir. Çok şükür Türkiyemiz bunların listesine dahil değildir. Ülkemiz son derece ak ve pak bir diyardır. Ufak tefek skandallar, minicik yolsuzluklar olsa da bizde temizlik, şeffaflık, doğruluk, dürüstlük, adalet, eşitlik hakimdir.

Türkiye belli başlı hangi konu ve sahalarda son derece aktır ve paktır? Bunları sayalım:

• Hırsızlık konusunda tam bir eşitlik vardır. Küçük hırsızlar nasıl yakalanıp cezalandırılıyorsa, büyük, çok büyük, daha büyük ve en büyük hırsızlara da aynı muamele yapılmaktadır. Yani bizde hırsızlar eşittir.

• Bizde, bazı Rezaletistan’larda olduğu gibi devlet ve belediye ihalelerine fesat karıştırılmamakta, kamu en ufak bir zarara uğratılmamakta, birtakım partizanlar, yakınlar, canlar ciğerler himaye edilmemektedir, ihale işlerimiz şeffaf mı şeffaftır. Böyle bir temizlik, aklık paklık dünyanın neresinde görülmüştür?

• Bizde nepotizm denilen belâ yoktur. Devlet ve hükümet büyüklerimiz oğullarını, kızlarını, torunlarını, yeğenlerini, yakınlarını, canlarını ciğerlerini, arkadaşlarını, hemşehrilerini, ortaklarını asla ve asla korumazlar ve nüfuzlarını kullanarak onlara birtakım menfaatler sağlamazlar. Biz öyle bir ak ve pak ülkeyizdir ki, koskoca yüksek politikacıların oğulları işsiz gezer, damatları geçim sıkıntısı çeker de babaları, kayınpederleri onlara iltimas yapmaz. Ah ne aklık paklık, yazarken kalemim tirtir titriyor, gözlerim yaşarıyor...

• Bir milyar nüfuslu Hindistan’ın şimdiki başbakanı (kırmızı sarıklı, sakallı, millî elbiseli bir Sih’tir) iktidar koltuğuna oturunca, Almanya’dan getirtilmiş lüks ve pahalı zırhlı BMW makam arabalarını devre dışı bırakmış ve Hint üretimi Morris otomobillerine binmiştir. Aferin Hindistan’a!.. Biz ise bu konuda Hindistan’dan çok ileriyiz, daha faziletliyiz. Büyüklerimiz hep yerli ve millî otomobillere iftiharla binerler. Bu bakımdan biz bir Erdemistan’ız.

• Bizde yükseklerde uçan bir zat, politikacı olsun, büyük bürokrat olsun, medya babası olsun kanunsuz bir iş yaparsa paçasını asla kurtaramaz. Kanunlar, en güçsüz vatandaşa nasıl uygulanıyorsa ona da aynı şekilde uygulanır.

• Bizde millî gelir dağılımında tam bir adalet vardır. Zadegân tabaka lüks restoranlarda adam başına 200 dolara yiyip içecek, fakir fukara doğru dürüst karnını doyuramayacak... Böyle rezaletler yoktur bizim diyarımızda. Millî gelir adaletli ve insaflı bir şekilde dağıtılır, bu konuda bütün tedbirler alınır. Zenginler biraz daha kaymaklı yeseler de fakirler de güzelce doyar, aç ve sefil kalmazlar. Oh ne iyi ne iyi...

• Bizde, başka ülkelerde olduğu gibi hortumlama yoktur. Hele biri böyle bir iş yapmaya kalksın, dünyaya gelip geleceğine pişman olur. Yaptığı hortumları kat kat burunlarından getirirler. Hortumcuların aparttığı milyarlarca doları bizde halk ödemez.

• Bizde vatanî hizmetlerde zengin fakir, güçlü güçsüz, nüfuzlu nüfuzsuz ayırımı yapılmaz. Başbakan bile kendi çocuğunun ateş hattına gönderilmesini engelleyemez.

Bu konuda adalet, eşitlik ve fazilet ilkeleri hakimdir.

Örnekleri uzatmayayım. Tertemiz, ak pak, şeffaf bir ülkeyiz. Kıvanç duyalım, içimiz sevinçle dolsun, bize bu günleri gösteren büyüklerimiz sağ olsunlar, var olsunlar. Davullar zurnalar çalsın, havaî fişekler atılsın, sema rengarenk olsun.

Bu yazı 2,512 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Ekim 2008 Hainler İstanbul’u Bu Hale Nasıl Getirdiler?
    • 16 Ağustos 2008 Ergenekon=Jakoben Laikçilik=Resmî İdeoloji
    • 14 Ağustos 2008 Şeriatî Hem Sünnîlik, Hem Şiîlik Açısından Bozuktur
    • 30 Temmuz 2008 Yakın Tarihimize Işık Tutan Büyük Ve Engin Bir Kitap: Üstad Ali Ulvi Kurucu’nun Hatıraları
    • 29 Temmuz 2008 Modern Türkiye’nin kuruluşunda Yahudiler
    • 28 Temmuz 2008 Din Büyüklerinin ve Müslümanların Dikkatlerine 12 Maddelik Islah Projesi
    • 24 Temmuz 2008 Ezana Saygısızlık
    • 21 Temmuz 2008 Hırsızlıkla Namaz Bir Arada Olmaz
    • 18 Temmuz 2008 Darbe Şakşakçılığı Yapanlar Dilerim Beladan Belaya Uğrasınlar
    • 17 Temmuz 2008 Türkiye Halkı Aptal ve Salak mıdır?
    • 16 Temmuz 2008 İsim Vermeden Anonim Tenkitler ve Uyarılar Yapmaya Devam Edeceğim
    • 14 Temmuz 2008 Müslüman Türkiye’de İslâm Devleti İstenemez
    • 14 Temmuz 2008 Müslüman Türkiye’de İslâm Devleti İstenemez
    • 12 Temmuz 2008 İslami tevhid eğitimi
    • 11 Temmuz 2008 Hakkın ve Halkın Hizmetinde Cumhuriyet
    • 10 Temmuz 2008 Yapılabilecekler ve Yapılması Gerekenler Yapılmıyor
    • 8 Temmuz 2008 Ordu ve Din...
    • 5 Temmuz 2008 Baylar Bayanlar Boşuna Protesto Etmeyin Oyun Kuralına Göre Oynanmaktadır
    • 4 Temmuz 2008 Hep Sivas Faciasından Bahs Edip, Başbağlar Katliamından Hiç Bahs Etmemek Zulümdür
    • 3 Temmuz 2008 Fitne Fesat Saçan Gazete

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,181 µs