En Sıcak Konular

Mehmet Altan
Star

Mehmet Altan
0 0 0000

Gül askerlerle anlaştı mı ?



27 Nisan muhtırasını internette yayınlanmadan bir saat önce üst düzey bir komutanın telefonuyla haber alan ve Türkiye’ye duyuran gazeteci Metehan Demir, Neşe Düzel’in sorularını yanıtlarken şöyle diyor:

27 Nisan muhtırasını internette yayınlanmadan bir saat önce üst düzey bir komutanın kendisine telefon etmesiyle haber alan ve muhtırayı Türkiye’ye duyuran gazeteci Metehan Demir, Neşe Düzel’in sorularını yanıtlarken şöyle diyor:

‘Tahminime göre, Abdullah Gül’le askerler bu işi oturup konuştular.

Çünkü sorun karşılıklı konuşmamaktan çıkıyor.

Hep Başbakan Erdoğan’la Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın İstanbul’da Dolmabahçe’de buluşup ne konuştukları merak ediliyor ya...

Bence Ankara’da da yakın zamanda Gül’le askerler arasında gizli zirveler gerçekleşti. Askerlerle siviller arasında diyalogun açılması ve daha sağduyulu hareket edilmesi adına Gül’le askerler arasında önemli konuşmalar yapıldı.

Yani bu ülkenin yakın zamanda başka Dolmabahçe’leri de oldu.

Oturup konuştular ve bazı krizler olsa da, beraber yaşayabilme üzerinde anlaştılar.Yani, ‘Sen benim bazı tavırlarıma müsaade et, ben de senin bazı tavırlarına müsaade edeyim’ şeklinde anlaştılar.

Ama asker türbanda geri adım atmayacak. Yaşar Paşa devletin işlerinin yürümesi için Gül’le rutin trafiğini sürdürecek ama bazı davetlere de gitmeyecek, türbanla ilgili duruşunu sergileyecek.’

***

Metehan Demir, bu anlaşmanın ‘Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ konusunda somutlaşacağı kanaatinde.

Okuyalım:

‘Bu arada Gül’ün atayacağı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri’ne de dikkat etmek lazım. Gül, cumhurbaşkanı olarak çok şaşırtacak bizi.

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği önemlidir. Bu kişi AKP’li olmayacak.

Gül’ün kafasında askeri çevreden birini atamak bile var.

Yakınlarından biliyorum, çok iyi bir ismi ataması söz konusu.

Ankara’nın, askerin kabullendiği, ayakta alkışlayacağı bir markayı getirecek oraya. Böylece Gül askere, ‘Sizinle işbirliği içinde çalışmak istiyorum’ mesajını verecek.’

***

İyi, hoş...

Denge...

Uzlaşma...

Tabii ki bunlar gerekli.

Ama sınırı ne?

Türkiye’nin iç dengeleri...

Cumhurbaşkanlığı konusundaki muhtemel gelişmeler...

Yurt dışından da izlenmekte.

Nitekim dün Yasemin Çongar da, ABD’den yazdığı ‘Kucaklamanın da bir sınırı var’ başlıklı yazısında dolaylı olarak sanki bu konuya değinmekteydi:

‘Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı da, toplumun tercihinin devletçi çizgiye galebe çalmasının sonucu.

Toplumun içinden, devletçi zihniyetin dışından birisi devletin tepesine çıkıyor; başlı başına bir dönüşüm bu.

Bir yandan, Gül’ün toplumun tümünü kucaklayacağını söylemesi olumlu.

Bir yandan da, Financial Times’ın 15 Ağustos tarihli başyazısındaki şu uyarı önemli:

‘Sayın Gül, tabii ki, Türklerin tümünü temsil etme vaadini yerine getirmeli. Ancak dengecilikte aşırıya da kaçmamalı. Onun görevi dünyaya açılan bir Türkiye’yi temsil etmek ve hepsinin üstünde de, AB ile üyelik müzakerelerini azimle kovalamaktır.’

Ben, Gül’ün ‘kucaklayıcı’ olacağına, Çankaya üzerinden gerilim yaratmak isteyenlerin işini zorlaştıracağına inanıyorum.

Ama Financial Times’ın dediği gibi, dengeciliğin de bir sınırı olmalı.

Demokrasi karşıtlarına teslim olup 2005’teki gibi durmak, Türkiye’yi tökezletiyor.

AB sürecine asılacak bir hükümet ile bu sürece destek veren bir cumhurbaşkanı, demokrasinin önünün açılması için fırsat.

Bu fırsata sahip çıkalım.’

***

Dengeciliğin sınırı ne?

Galiba kestirmeden söylersek AB standartlarını vesayetçilere kurban etmemek.

Umarız ‘Dolmabahçe’ler’ Avrupa’nın yolunu kesecek ‘uzlaşmalar’ getirmez.

Bekleyelim, görelim...


Bu yazı 1,131 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Ekim 2008 Oku bakayım...
    • 16 Ağustos 2008 Beş yıl önce neredeydiniz?
    • 14 Ağustos 2008 Ahmedinejad’la...
    • 12 Ağustos 2008 Saakaşvili Tolstoy okudu mu?
    • 31 Temmuz 2008 ‘Kapatma ama hırpala..’
    • 14 Temmuz 2008 MİT’in Ergenekon listesi...
    • 12 Temmuz 2008 İran savaşı yaklaşıyor mu?
    • 10 Temmuz 2008 Ölümün askerleri
    • 8 Temmuz 2008 Öksüz Çocuk Eldiveni...
    • 5 Temmuz 2008 Dağbaşı
    • 28 Haziran 2008 Bir Türk neye bedel?
    • 26 Haziran 2008 Türkiye-Almanya
    • 21 Haziran 2008 ‘Kamuoyunu TSK çizgisine getirmek’...
    • 13 Haziran 2008 Gerçekten cevap bu mu?
    • 11 Haziran 2008 Askeri sopa ile özen...
    • 2 Haziran 2008 Elitist mi, kitlesel mi?
    • 1 Haziran 2008 Sizi muhatabınız belirler...
    • 28 Mayıs 2008 Sivas’ın doğusu...
    • 25 Mayıs 2008 Danıştay ne karar verecek?
    • 24 Mayıs 2008 Birinci Cumhuriyet’in sonu mu?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,861 µs